top of page
< Back

Life on Land

Karasal ekosistemleri korumayı, ormanların sürdürülebilir kullanımını teşvik etmeyi ve biyoçeşitliliği korumayı amaçlar.

lifeOnLand

Karasal ekosistemler, biyoçeşitliliğin korunması ve doğal yaşamın sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahiptir. Ormanlar, topraklar, çayırlar ve dağlık alanlar; yalnızca flora ve faunaya değil, aynı zamanda insan yaşamına da ev sahipliği yapar. Bu doğal alanlar, temiz hava ve su üretiminin yanında iklimin dengelenmesine de katkı sağlar. Ancak kentleşmenin kontrolsüz şekilde yayılması, ormansızlaşma, çölleşme ve habitat kaybı gibi sorunlar ekosistemleri tehdit eder hale gelmiştir. Özellikle mega kentlerin çevresindeki orman alanlarının tarım ve konut alanlarına dönüşmesi bu süreci hızlandırmaktadır. Şehir planlama stratejileri, doğa dostu yaklaşımlarla yeniden ele alınmalı; yeşil altyapılar, ekolojik koridorlar ve doğa tabanlı çözümler teşvik edilmelidir. Kent içinde kalan doğal alanların korunması, hem kent sakinlerinin yaşam kalitesini artırır hem de ekolojik bütünlüğü destekler. Kentsel ısı adası etkisini azaltmak ve karbon emilimini artırmak adına şehir ormancılığı projeleri teşvik edilmelidir. Ayrıca arazi kullanım planlamasında sürdürülebilirlik ilkelerine dayalı veri odaklı karar destek sistemleri kullanılmalıdır. Karasal ekosistemlerin korunması, sadece kırsal bölgeleri değil, kentlerin geleceğini de doğrudan ilgilendiren bir konudur.

Şehirleşmenin doğa üzerindeki baskısını azaltmak için sürdürülebilir arazi kullanımı politikaları geliştirilmelidir. Planlamada entegre yaklaşım benimsenerek, ekolojik, sosyal ve ekonomik boyutlar birlikte ele alınmalıdır. Coğrafi bilgi sistemleri (GIS), uzaktan algılama ve mekânsal modelleme gibi teknolojiler sayesinde karasal alanların mevcut durumu analiz edilebilir ve geleceğe yönelik senaryolar geliştirilebilir. Biyolojik çeşitliliği yüksek alanların korunması, kentsel gelişme baskısını dengeleyecek biçimde yasal düzenlemelerle desteklenmelidir. Ayrıca, vatandaş katılımı ile doğa koruma bilinci artırılmalı, kent bostanları, doğal parklar ve ekolojik eğitim alanları yaygınlaştırılmalıdır. Planlama süreçlerinde, doğa ile uyumlu mimari ve çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) zorunlulukları ön plana çıkarılmalıdır. Sürdürülebilir karasal yaşamın sağlanması, yalnızca kırsalda değil; kent içinde de habitat çeşitliliğinin korunmasıyla mümkündür. Bu nedenle, kent içindeki yaban hayatı geçiş yolları ve doğal su döngüsüne saygılı tasarım anlayışı benimsenmelidir. Belediyeler ve yerel yönetimler, doğal alanları koruyan ve sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen planlama araçlarını aktif olarak kullanmalıdır. Doğa ile uyumlu kentleşme vizyonu, geleceğin dirençli şehirlerinin temelini oluşturacaktır.

© 2024 by ATAKAN ERDOĞAN - baelo

  • LinkedIn
  • YouTube
bottom of page