Sustainable Cities and Communities
Şehirleri kapsayıcı, güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir kılmayı hedefler.
Günümüzde dünya nüfusunun yarısından fazlası şehirlerde yaşamaktadır ve bu oran giderek artmaktadır. Bu büyüme, altyapı, barınma, ulaşım ve çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük baskılar oluşturmaktadır. Hızlı kentleşme, plansız yapılaşmaya, gecekondu bölgelerine ve sosyal dışlanmaya neden olabilir. Aynı zamanda trafik yoğunluğu, hava kirliliği ve enerji tüketimi gibi problemleri de beraberinde getirir. Sürdürülebilir kentleşme, ekonomik canlılık ile sosyal adaleti ve çevresel korumayı aynı potada eriten bir yaklaşımdır. Toplumun her kesimi için erişilebilir yaşam alanları yaratmak bu vizyonun merkezindedir. Dayanıklı şehirler, afetlere karşı hazırlıklı, iklim değişikliği ile mücadele edebilen yapılar sunar. Sosyal, kültürel ve ekonomik çeşitliliği kapsayan şehirler daha yaşanabilir ve üretkendir. Şehir planlama sadece fiziksel değil; toplumsal refahı da içeren bütünsel bir süreçtir. Bu hedef, kentleri geleceğin sürdürülebilir yaşam alanlarına dönüştürme yolunda rehberdir.
Sürdürülebilir kent planlamasında yeşil altyapılar, toplu taşıma sistemleri ve sosyal hizmetler entegre biçimde düşünülmelidir. Karbon salımını azaltmak için yaya öncelikli bölgeler, bisiklet yolları ve elektrikli toplu taşıma sistemleri geliştirilmelidir. Akıllı şehir uygulamaları ile enerji tüketimi, trafik yoğunluğu ve su yönetimi gibi konular gerçek zamanlı verilerle yönetilebilir. Afet risklerini azaltmak adına yapı stokları güncellenmeli, kentsel dönüşüm çevreye duyarlı biçimde yapılmalıdır. Kültürel mirasın korunması, toplumsal aidiyet duygusunu pekiştirir. Katılımcı planlama mekanizmaları, yurttaşların kendi yaşam alanlarını şekillendirmesine olanak tanır. Kentsel tarım, şehir içinde gıda güvencesine katkı sunabilir. Düşük gelirli gruplar için sosyal konut ve finansman desteği sağlanmalıdır. Kamu açık alanları, sosyalleşme ve dinlenme için güvenli, erişilebilir ve kapsayıcı biçimde tasarlanmalıdır. Sürdürülebilir şehirler, geleceğe güvenle bakan toplumların temelini oluşturur.
